Psikoterapi, bir uzman rehberliğinde (Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik veya Tıp lisans diplomasına sahip) gerçekleşen bir süreçtir. Bu süreç, terapiye yönlendiren olay, durum, hastalık, davranış veya düşüncelerinizin altında yatan duygularınızı, inançlarınızı, kişisel yaşantılarınızı güvenli bir şekilde keşfetmeyi amaçlar. Psikoterapi, içsel anlayış geliştirmenize, düşünce ve davranışlarınızın kökenlerini çözümleme ve yüzleşme yoluyla değişim sağlamanıza yardımcı olmayı hedefler. Terapist ile danışan arasındaki ilişki, profesyonel, danışan odaklı, etik kurallara uygun ve tedavi odaklıdır. Terapist, eleştiri yapmaz, yorumda bulunmaz veya öğüt vermez. Psikoterapi, sadece sohbet değil, aynı zamanda bireyin kendi özelliklerini anlamasına yardımcı olur. Terapist, hedeflenen değişim için işbirliği yapar ve mesleki bilgi ve deneyimini kullanarak bu değişimi mümkün kılar.

Ulusal yasalara göre, "klinik psikolog" unvanını kullanabilen kişiler iki gruba ayrılır: (a) Psikoloji veya PDR lisans mezunları, klinik psikoloji alanında yüksek lisans derecesine sahip olanlar; ve (b) tıp programı mezunları, klinik psikoloji alanında hem yüksek lisans hem de doktora derecesini tamamlamış olanlar. Sosyoloji, felsefe, sosyal hizmetler veya diğer lisans programlarından mezun olanlar, psikolog unvanını kullanma hakkına sahip değildir. Ancak, ülkede bu alanlardan mezun olup kendilerini psikolog veya psikoterapist olarak tanıtan kişiler bulunmaktadır.

"Psikolog kaç seansta biter?" sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Psikoterapi süreci, danışanın bireysel yapılanmalarına, geliş nedenlerine ve hayatındaki değişkenlere bağlı olarak farklılık gösteren interaktif bir süreçtir. Her bireyin ihtiyaçları ve ilerleme hızı farklı olduğu için belirli bir sayıda seansla tamamlanması önceden tahmin edilemez. Eğer bir psikolog size belirli bir süre içinde belirgin bir sonuç vaat ediyorsa, örneğin "5 seansta depresyonunuz ortadan kalkacak" veya "4 terapi seansı paket programı," bu tür net ve kesin sözlerden kaçınılmalıdır. Çünkü psikoterapi süreci karmaşık ve kişiseldir, bu nedenle her bireyin ihtiyaçlarına göre esnek bir şekilde ilerlemelidir.

Kesinlikle hayır, psikolog memuriyeti etkilemez. Bir psikoloğun ofisi, özel hastane veya devlet hastanesi olsun psikoterapiye başvurmak, terapi görmek sicilinize işlemez.

Evet, bu doğru bir noktaya değinmektedir. Mesleki etik ve gizlilik standartlarına uyan bir psikolog, seansları sadece ofis veya kliniği gibi resmi ve gizliliğe uygun ortamlarda gerçekleştirmelidir. Meslek etiğine uymayan kişiler, danışanlarına ofis dışında veya gizlilik standartlarına uymayan yerlerde hizmet vermeyi teklif edebilirler. Eğer bir psikolog size seansları ofis dışında gerçekleştirmeyi teklif ediyorsa veya mesleki etik kurallarına uymuyorsa, bu durumu şikayet etmek önemlidir. Mesleki standartlara uymayan bu tür davranışlar, hem danışanın güvenliğini hem de terapi sürecinin etkinliğini tehlikeye atabilir. Bu nedenle, bu tür durumları yetkili mercilere bildirerek hem kendi haklarınızı koruyabilir hem de diğer kişilere potansiyel zararları önleyebilirsiniz.

Evet, danışan gizliliği konusu, psikoterapinin temel prensiplerinden biridir. Bir psikolog, danışanın bilgi ve onayı olmadan terapide paylaşılan bilgileri üçüncü şahıslara aktarmaz ve sosyal ortamlarda bu konulardan bahsetmez. Eğer bir yakınınız, sizinle ilgili bilgi almak için psikologunuzla iletişime geçerse, psikologunuz danışan gizliliğini hatırlatarak bu bilgileri paylaşmaz. Ayrıca, danışanın rızası olmadan terapide paylaşılan bilgiler, başka birisinin bilgisi dahilinde olmadan ifşa edilmez.